Senelik ananevî tekaütler maçı, perşembe günü akşam teneffüsü yapılacaktı. Maçtan önceki fikirlerini öğrenmek üzere takımların antrenör ve kaptanlarını ziyaret ettim.

12/B’nin antrenörü Abdurrahman “Maç hakkındaki fikirleriniz nedir?” sualimi şöyle cevaplandırdı : “Bu ananevî ve iddialı maça uzun zamandan beri hazırlanan takımımız Y sistemini tam manasile tatbik etmektedir. Oyuncular 15 gündür kamptaydılar, bu müddet zarfında ayaklarına hiç top değdirilmedi. Bu yüzden biraz şişmanladıklarından neticeden eminim.”

Kaptan Ruhi de şunları ekledi : “Bu mühim maça nasıl hazırlandığım malûmdur. Uzun zamandanberi ayağımdaki simülüs ârızası masör arkadaşlarımın metodlu çalışmalarıyle geçmiş gibidir. Takım halinde tam formdayız. Kaptan olmam heyecanımı sonsuzlaştırıyor. Arkadaşlara güvenim büyüktür. Topun yuvarlak olmasına rağmen yeneceğiz.

12/A antrenörü dedi ki: “Bu maça takımı çalıştırmak için beni İskoçyadan getirten 12/A idarecilerine hakkımdaki teveccühlerinden dolayı bilhassa teşekkür ederim. Birkaç aydır yaptığımız antrenmanlara iştirak eden oyuncuları bu maçta oynatmamak için prensip kararı aldım. Aralarında Kâmil gibi zamanının Wunderteam’i olan Kaz takımında beraber oynadığımız oyuncular bulunan takımımdan ümitliyim. Lâkin top yuvarlak olduğundan, yenmek zorunda kalırsak, bu bir sürpriz olur.

12/A kaptanı Cahidi ise 12/A daki sırasında oturmuş, Fransız spor mecmualarını okurken buldum. Kendisi ile röportaj yapmak istediğimi söylediğim zaman “Röportaj mı dediniz?” dedi. “Böyle şeyde zahmet mi olur kardeşim. Gazetelerdeki maç tahminleri gibi olmasın ama yeneceğimize inanıyorum. Takım arkadaşlarımla birlikte 14 senedir bu büyük imtihana hazırlanmaktayız. İlk defa milli formayı giyeceğim için heyecanım fazla konuşmama mânidir. Hakem yardımcımız olsun”

Nihayet perşembe günü geldi çattı. Altıncı dersten çıkar çıkmaz, talebeler Grand-Cour istikametinde fırladılar. Ön sıraları işgal edenlerin yüz metreyi on saniyenin altında aldıkları tesbit edilmişse de Beynelminel Federasyon tarafından kabul edilmediğinden Panamalı La Beach yine dünya rekortmeni olarak kalmıştır. Beş dakika içinde bütün Grand-Cour dolmuş ve on birinci sınıfların lüks localarından yığınla kafa, kol, gövde, bacak sarkmağa başlamıştı. Saha komiseri B.Ferruhzat Turaç intizam ve asayişi temin için bütün gayreti ile çalışmakta, yardımcıları Muhittin, Necati ve Rıdvan beyler ise azamî gayretsizliği göstermekteydiler.

İnzibatlar sahaya gelerek önce seyircileri selâmladılar, sonra dört bir tarafa dağıldılar. Antrenörler çıkarak kaleleri muayene ettiler ve müteakiben hakemler ortaya geldiler. İtalyan hakemi Galleattinin makarnayı fazla kaçırdığı için karnı ağrıdığından yerine Kenan Tezcan tâyin edilmişti. Yan hakemleri ise Baba Şazi ve Bedri idi.

Hakem oyuncuları sahaya çağırdı ise de mektebin ekabiri demek olan son sınıf tekaütleri mutatları veçhile geç kaldılar. Bu arada, maç İstanbul radyosu tarafından yayınlanacağından spiker B.Zeki Ömer Defne de yerini aldı.

Nihayet, Süreyya’nın borusu takımların sahaya çıkacağını haber verdi. Kaptanları Ruhi ve Cahidin bulunduğu arabayı sürerek oyuncular da sahaya geldiler. Yarım tur yapıp seyircilerin önünden geçtikten sonra santrada dizildiler.

Takımları takdim edelim :

12/A ekibi : Çatlak Orhan – Bodos Kamil, Tuğrul – Voroş Ergün – Pinti Reşit, Üstad Cahit, Anormal Doğan. Antrenör: Lokum Ünal (İskoçya)

12/B ekibi: Ömer Dayı – A.Suphi, Heykel Ali…Kahveci Tevfik – Hacı Baba, Celal, Ruhi buz, Patlı-Can. Antrenör: Abdurrahman

Buketler teati edilip çiçekler seyircilere atıldıktan sonra, İskoçya futbol federasyonu reisi (!) Mr.Elliott sahaya gelerek teker teker oyuncuların ellerini sıktı. Bilhassa 12/A antrenörü Lokumun 4,5 ay evvel İskoçyanın Dundee şehrinden getirilmiş olması bu jeste ayrı bir mânâ veriyordu. Foto Fikret Vantrilok ve Yılmaz tarafından resimler çekildi. Mektepte kırılan camlar, sıralar ve çöp kutuları için Muslih Hoca tarafından para toplandıktan ve bahçedeki taşlığın geçen sene yıkılan tavanı için ihtiram duruşu yapıldıktan sonra, oyuna Mr.Elliott’un şeref vuruşu ile başlandı.

Oyunun ilk dakikaları 12/A kalesi önünde cereyan ediyor. Fakat Voroş’un uzaktan çektiği âni şüt, kaleci Ömerin harikulâde (!) plonjonuna rağmen kaleye girdi. 12/A = 1 – 12/B = 0.

Oyun tekrar 12/B hakimiyetinde giderken, Pinti Reşitin nasılsa küpten çıkardığı bir pası iyi kullanan Cahit ikinci golü de yapınca, maç kızıştı. Bu arada oyuncuların ayakta durabilmeleri için antrenörler bir elde kova, bir elde sünger mütemadiyen yüz, göz, boyun silmekle meşguldüler.

Fakat 12/B nin çok tehlikeli bir akını, mil î sol açık Patlı-Can’ın pasını Ruhi Bey kaleye havale ediyor, Çatlak plonjonla tutuyorsa da çizgiyi geçmiş olduğu için gol. 12/A = 2 – 12/B = 1. Bu arada hakemin kararları 12/A nın aleyhinde oluyordu. Nitekim şimdi 12/B lehine bir penaltı verdi. Hacı Babanın vuruşu Çatlaktan (!) içeri süzülüp kaleye girdi. Vaziyet 2 – 2 berabere iken birinci devre bitti.

İşte spiker Z.Ömer bu devrenin bir hulâsasını yapıyor : “Ondört dakikası 12/B kalesi önünde, onbeş dakikası 12/A yarı sahasında oynanan devrenin son dakikası santra yapılırken bitti; 12/A = 2 – 12/B = 2.

İkinci devre başladı. 12/A lılar oyuna hızlı girdiler ve işte bir gol. 12/A = 3 – 12/B = 2. Oyun şimdi karşılıklı akınlarla geçiyor. Hakem, mensup olduğu sınıfı fazla tuttuğu için 12/A lılar sinirlendiler. Bu ara başlarında Şakşak, Apostol, İspironun bulunduğu bir grup sahaya girip hakemi dövmeye kalktılarsa da polisler yetişip ellerindeki lobutlarla âsayişi temin ettiler. Bu arada kafasına bir lobut yiyen Kâmili antrenörü saha kenarında tedavi ediyor. Oyun tekrar başladı. Hacı Baba bugün çok sert oynuyor. Bir akın esnasında sakatlanan Cahit bayıldı. Hakem oyunu durdurdu. Sıhhat memuru Çorbacı koşuyor. O gelinciye kadar Abdurrahman bir kova suyu Cahidin başından aşağı geçiriyor. Çorbacının pekmezi ile kendine gelen Cahit oyuna girdi, ve maç devam ediyor. 12/B nin tehlikeli bir hücumu penaltı ile kesiliyor. Ruhinin penaltısı Orhanın son tahtasını da çatlatıyor, fakat korner. Çekilen korner neticesiz. Top, 12/a kalesine girmemekte ısrar ediyor. Nihayet oyunun bitmesine bir dakika kala şeytanın bacağı kırılıyor ve top 12/a ağlarında (Ağları görebilen beri gelsin!..) Biraz sonra da maç 3 – 3 berabere bitiyor.

Maç hakkında fikirlerini sorduğumuz Abdurrahman dedi ki : “Ortada bir Y sistemi, bizde bu oyuncular, maçı idare eden hakemler varken yenilemiyeceğimizi evvelce de bildirmiştim. Başka söyleyecek sözüm yoktur.”

Not : Son dakikada aldığımız bir habere göre, maç anlaşmalı olduğundan her iki takım da hükmen mağlup sayılmıştır. M.Larroumet buna : “En êtes-vous bien sûr?” diyerek itiraz etmişse de, bu sayılmamış ve 12 Fen takımı maç kazanmadan şampiyon olmuştur.

LOKUM

Kaynak. Galatasaray dergisi YIL:5 - SAYI:17 NİSAN-MAYIS 1951

Önceki Gönderi Sonraki Gönderi