Galatasaray Spor Kulübü’nün bir numaralı kurucusu ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde spora yön veren ilk kurum olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın (TİCİ) ilk başkanıdır.

Ali Sami Yen, sözlük yazarı ve dilbilimci Şemsettin Sami (1850-1904) ile Edremit kazaskeri Sadettin Efendi’nin kızı Emine Veliye Hanım’ın (ölümü 1893) ikinci çocuğu olarak 20 Mayıs 1886’da Kandilli’de dünyaya geldi.

Ali Sami Yen’nin Arnavut olan babası Şemseddin Sami, Tomariçalı Ayaz Bey’in torunlarındandır. Ayaz Bey, Arnavutluk’un Fraşer (Frashër) köyüne yerleştiği için Fraşeriler olarak anılan ailenin ceddi kabul edilir. Fraşeri kardeşler olarak bilinen Ali Sami Yen’in iki amcası Abdül Fraşeri (1839-1892) ve Naim Fraşeri (1846-1900) ile babası Şemseddin Sami Fraşeri, Arnavutluk’un bağımsızlığını hedefleyen Rilindja Kombëtare (Ulusal Yeniden Doğuş) hareketinin liderleri arasında kabul edilirler.

Ali Sami Yen’in en büyük amcası Abdül Fraşeri 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra 10 Haziran 1878’de toplanan Prizren Birliği’nin kurucuları arasındadır. Prizren Birliği Arnavutluk topraklarının Osmanlı-Rus Harbi sonrasında Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ tarafından paylaşılması tehlikesine karşı koymak amacıyla kuruldu. Abdül Fraşeri, birliğin milliyetçi-laik kesiminin lideriydi. Verdiği silahlı mücadele nedenle Sultan II. Abdülhamit döneminde tutuklandı ve müebbet kalebentliğe mahkûm edilerek Prizren Kalesi’nde hapsedildi. Daha sonra Balıkesir’e getirildi ve Gazi Osman Paşa’nın araya girmesi nedeniyle affedildi.

Ali Sami Yen’in diğer amcası Naim Fraşeri ise Arnavutluk’un ulusal şairi ve Arnavut edebiyatının kurucusu kabul edilir. Birçok Arnavut aydının yetiştiği Yanya’daki Zosimaia Lisesi’nden mezun olduktan sonra Türkçe yazdığı dört kitabın yanı sıra çoğu Arnavutça olmak üzere yirmiden fazla eser kaleme aldı. Naim Fraşeri’nin O malet e Shqipërisë (Ey Arnavutluk Dağları) adlı şiirinde yer alan “Ti Shqipëri, më jep nder, më jep emrin Shqipëtar / Sen Arnavutluk, Arnavut adını ver bana, şeref ver bana” mısraları, Arnavutluk’un ulusal sloganı olarak kabul ediliyor.

Ali Sami Yen’nin babası Şemsettin Sami de abisi Naim’le birlikte Yanya’daki Zosimaia Lisesi’nde eğitim gördü. Sekiz senelik eğitimi yedi yılda tamamlayarak 1871 yılında mezun olduğu bu lisede Yunanca, antik Yunanca, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. Bunun yanı sıra özel öğretmenlerden Arapça ve Farsça dersleri de aldı. Aynı yıl İstanbul’a gelerek Matbuat Kalemi’ne girdi. Ertesi yıl Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat romanını yazdı. Sirac, Hadika gazetelerinde çalıştıktan sonra 1876’da Sabah gazetesini çıkardı. 1879 yılında Cemiyyet-i İlmiyye-i Arnavudiyye derneğinin kurucuları arasında yer aldı. Bu dernek çatısı altında Arnavutçanın gelişmesi için önemli çalışmalar yaptı; Arnavut alfabesini oluşturmanın yanı sıra Arnavutça dilbilgisinin temellerini attı. 1881’de Teftiş-i Askeri komisyonuna atandı. 1882 ve 1884’te iki cilt olarak Kamus-ı Fransevi’yi yayınladı. 1888’de Kamus-ul Alam’ı fasikül halinde yayınlamaya başladı. Bu kapsamlı eser 1898’de tamamlandı. Bir yıl sonra da Kamus-ı Türki’yi iki cilt halinde çıkardı. Aynı yıl, kaleme aldığı ve Arnavutluk Ulusal Yeniden Doğuş hareketinin manifestosu kabul edilen Arnavutluk: Ne İdi, Nedir, Ne Olacak başlıklı kitapçık Bükreş’te imzasız olarak yayınlandı. Türkiye’ye girmesi yasaklanan bu kitapçık nedeniyle Şemseddin Sami’nin evinden dışarı çıkması yasaklandı.

Şemseddin Sami 1884 yılında Emine Veliye Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Samiye, Ali Sami, Sadiye, Mehibe ve Sadi dünyaya geldi. Ancak Mehibe bebekken vefat etti. Eşi Emine Veliye Hanım’ın 1893 yılında üremi nedeniyle hayatını kaybetmesi üzerine Şemsettin Sami ertesi yıl, en büyük ağabeyi Abdül’ün dul kalan eşi Belkıs Hanım’la evlendi. Şemsettin Sami’nin bu evlilikten İskender Sami adlı erkek çocuğu dünyaya geldi.

Şemseddin Sami mekteplere karşı olması nedeniyle çocuklarını okula göndermedi. Bu nedenle 15 yaşına kadar hiç okula gitmeyen Ali Sami kardeşleriyle beraber özel öğretmenlerden ders aldı. Ali Sami’nin Fransızca hocası Cezayirli Mesut Efendi, Türkçe dersi öğretmeni ise Abdurrahman Efendi’dir.

Şemseddin Sami, bacanağı Dr. Celal İsmail Paşa ve Mütareke döneminde İstanbul hükümetinin Hariciye nazırlığı görevini üstlenecek Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) 1888 yılı mezunu yeğeni Abdüllatif Safa’nın baskısıyla 15 yaşındaki Ali Sami’nin Mekteb-i Sultani’de eğitim görmesini kabul etti. Böylece Ali Sami 22 Ekim 1901 tarihinde 889 numaralı öğrenci olarak Mekteb-i Sultani’nin idadi kısmının ikinci sınıfına kaydoldu. Ali Sami’nin Galatasaray Lisesi’ndeki en yakın okul arkadaşları Aziz Fikret ve kardeşi Daniş oldu; bu arkadaşları sayesinde bisiklet sporuyla tanıştı.

Ali Sami 1904 yılı sonbaharında Mekteb-i Sultani’nin beşinci sınıfı öğrencisiyken hayatında ilk defa bir futbol maçı seyretti. İstanbul’da ikamet eden İngilizlerin kurmuş olduğu iki futbol kulübü arasında Moda Çayırı’nda oynanan bu maç ilgisini çekti. Bu maçın benzerini Mekteb-i Sultani’de gerçekleştirmek amacıyla beşinci sınıf Türkçe edebiyat dersinde arkadaşlarıyla küçük bir toplantı yaptı. Mekteb-i Sultani’nin Büyük Avlusu’nda gerçekleştirilen bu maçın ardından asoseyşın futbol olarak adlandırılan modern futbol öğrenciler arasında yaygınlaşmaya başladı. Bir yıl içinde mektepte, başka takımlarla maç yapabilecek çekirdek bir futbolcu kadrosu oluşmuştu.

Ali Sami, 1905 yılı sonbaharında mektepte oluşmuş takımla bir maç yapmaları amacıyla İngilizlerin kurmuş olduğu Moda Futbol Kulübü’ne davetiye gönderdi. Bu maç için kırmızı-beyaz renkli forma yaptıran Galatasaray Lisesi öğrencileri Moda Kulübü’nün davete yanıt vermemesi nedeniyle Moda’da eğitim veren Fransız Faure Lisesi öğrencileriyle bir maç yaptılar. Mekteb-i Sultani öğrencilerinin 2-0 kazandığı bu maçla beraber Ali Sami’nin liderliğinde Galatasaray Futbol Kulübü tarih sahnesine çıkmış oldu. Osmanlı-Türk modernleşmesinin spordaki yansımalarından birisi olarak kabul edilen Galatasaray Futbol Kulübü, 1906-1907 sezonunda, İngilizlerin kurmuş olduğu İstanbul Futbol Ligi’ne katılan ilk Türk kulübü oldu. 1908-1909 sezonunda bu ligde şampiyon olan ilk Türk takımı unvanını elde etti. Galatasaray bu başarısını 1909-1910 ve 1910-1911 sezonlarında da tekrarlayarak ligde üç yıl peş peşe şampiyon olan ilk kulüp oldu.

1906 Temmuz’unda Mekteb-i Sultani’den “pekiyi” dereceyle mezun olan Ali Sami Yen, 1907 yılı başında Düyun-ı Umumi idaresi bünyesinde yer alan Reji şirketinin (Régie Co-Intéressé des Tabacs de l’Empire Ottomane) genel müdürü Abraham Prosper Ernest Weil’in tercümanlığı görevine getirildi. 1911 yılında Mekteb-i Hukuk’a kaydolduysa da, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle hukuk fakültesinden ayrılmak zorunda kaldı.

Ali Sami Yen harbin başlamasının ardından denizcilik sporuyla ilgilenmeye başladı. Buna yol açan gelişme İtilaf Devletleri vatandaşlarına ait yelkenli ve futalara el konulması ve Donanma Cemiyeti’nin deniz sporları yapmaları için bunları kulüplere dağıtmasıydı. Bu sayede yelkencilik sporuna başlayan Ali Sami Yen, 1915 yılında Fenerbahçe’ye taşınan Galatasaray Spor Kulübü merkezinde küçük bir denizcilik müzesi oluşturdu. Bu çalışmaları dönemin Bahriye nazırı Cemal Paşa’nın ilgisini çekti. Ali Sami Yen 6 Nisan 1917 tarihinde Heybeliada’daki Mekteb-i Bahriye’nin jimnastik öğretmenliği görevine getirildi. Bu görevini 19 Nisan 1919 tarihine kadar sürdürdü. Aynı yıl Ali Sami Yen 1905 yılından bu yana kesintisiz olarak sürdüğü Galatasaray Spor Kulübü başkanlığı görevinden de ayrıldı.

Ali Sami Yen’in başkanlık görevini yürüttüğü bir diğer spor örgütlenmesi Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’dır. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) 1920’de, İstanbul’daki futbol kulüplerinin lig konusundaki anlaşmazlıklarının bir sonucu olarak İdman İttihad-ı Heyet-i Muvakkatesi adıyla tarih sahnesine çıktı. Kurucular İstanbul’daki iki resmi ligden birisi olan ve halk arasında Cuma Ligi olarak adlandırılan İstanbul Futbol Birliği (İFB) ligine katılan kulüplerdi. Karşısında ise İstanbul’daki bir diğer resmi ligde yer alan kulüplerin 1919 yılında kurduğu İstanbul Türk idman Birliği (İTİB) vardı.

İdman İttihad-ı Heyet-i Muvakkatesi heyeti, 1922 başında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı adını alan derneğin resmi kuruluşunun onaylanması için İstanbul hükümetine bağlı Dahiliye nezaretine başvurdu. Dahiliye nezareti 1922 Mayıs ayında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nı resmi bir dernek olarak onadı. TİCİ’nin yönetim kurulu bunun üzerine 31 Temmuz 1922 tarihinde ilk toplantısını yaparak Ali Sami Yen’i başkanlığa seçti.

Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından Ocak 1924’te çıkarılan kararnameyle TİCİ kamuya yararlı dernek kabul edildi. Bu kararla TİCİ hükümetten maddi destek alacak, devlet tarafından himaye edilecek ve derneklerin ödediği çeşitli vergilerden muaf tutulacaktı. Aynı yıl toplanan umumi kongresinde TİCİ Mustafa Kemal Atatürk’e hami reislik, İsmet İnönü’ye de fahri reislik görevlerini teklif etti. TİCİ’nin bu teklifi Atatürk ve İnönü tarafından kabul edildi.

Ankara hükümeti, 1924 yazında Paris’te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları’na Türkiye’nin katılması yolundaki çalışmaları düzenlemesi için TİCİ’yi görevlendirdi. Bunun için de 17 bin liralık bütçe ayrıldı. Türkiye’nin olimpiyatlara katılması yolundaki çalışmaları Ali Sami Yen yürüttü ve Paris Olimpiyat Oyunları’na giden kafilenin başkanlığını üstlendi.

Ali Sami Yen, TİCİ başkanlığı görevini 1931 yılı başına kadar sürdürdü. Ocak 1931’de TİCİ’nin başkanlığına Cumhuriyet Halk Fırkası Samsun milletvekili Ali Rana Tarhan getirildi. Bu süre içinde Ali Sami Yen 1923’te Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Genel Sekreterliği’ne seçildi. 1927 yılında ise TMOK başkanlığına seçildi. Yen bu görevini 1930 yılına kadar sürdürdü. Ali Sami Yen 1925 yılında kısa bir süreliğine Galatasaray Spor Kulübü başkanlığı da yaptı.

Heybelida’daki Mekteb-i Bahriye’deki beden eğitimi öğretmenliği görevinin bitmesinin ardından 1925’e kadar Malul Gaziler Pazarı müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Odası tahkikat ve istihbarat müdürlüğü yapan Ali Sami Yen bu tarihte Sanayi ve Maden Bankası İdare Meclisi üyeliğine getirildi. 1933’e kadar bu görevi sürdüren Yen, aynı yıl Uyuşturucu Maddeler İnhisarı müdürlüğü görevini üstlendi. 1940 yılında emekli oldu. Daha sonra serbest ticaretle uğraşan Ali Sami Yen Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi İstişare Heyeti üyeliği, Turing ve Otomobil Kurumu’nda otomobil bölümü başkanlığı yaptı.

1930 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi mezunu Fahriye Hanım’la (1901-2002) evlenen Ali Sami’nin bu evlilikten çocuğu olmadı. 1934 yılında Yen soyadını aldı. 29 temmuz 1951 yılında geçirdiği kalp krizi sonrasında vefat etti.



Ali Sami Yen, Taksim Stadı'nda.

Ali Sami Yen, Galatasaray Spor Kulübü'nün yanı sıra Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın da başkanlığını yaptı.
Galatasaray Spor Kulübü’nün bir numaralı kurucusu Ali Sami Yen, 1951 yılında vefat etti.

Önceki Gönderi Sonraki Gönderi