Ali Faik Bey, ya da Galatasaray’daki yaygın ismiyle “Faik Hoca”, 1858’de İstanbul Cağaloğlu’nda doğdu. 1874’te o dönemde Gülhane’de bulunan Galatasaray Sultanisi’ne girdi. Mektep numarası 164’tü. 1876’da Mekteb-i Sultani’nin Beyoğlu’na dönmesiyle yıllarını geçireceği jimnastikhane ile tanıştı. Okuldaki ilk jimnastik öğretmeni Martinetti idi. Ama Ali Faik, İtalyan muuallimden çok önce spora merak salmıştı. Zayıf bir çocuktu ve akranlarından kendini korumak için başladığı aletli jimnastik onun tutkusu olmuştu.

1877-1878 ders yılında Martinetti, mektepten alınarak Harbiye Mektebi’ne tayin oldu. Onun yokluğunda birkaç ay için jimnastik öğretmenliğini, halihazırda mektep öğrencisi olan Ali Faik Efendi üstlendi. Mekteb-i Sultani’deki öğrencilik günleri 1878 senesinde sona erdi. Bu yıl Mekteb-i Sultani’den ayrılan jimnastik muallimi Stangali, yerine öğrencisi Ali Faik Efendi’yi önerdi. Ali Faik Efendi 13 Eylül 1879, Cumartesi günü, İstanbul’daki Almanya Büyükelçiliği’nden gelen bir jimnastik üstadının başkanlığında toplanan bir komite önünde sınava girdi. Ve bu sınavda başarılı olarak 289 kuruş maaşla çok sevdiği mektebinin jimnastik öğretmeni oldu.

1885’te mesleğinde gösterdiği başarıdan dolayı ikinci rütbeden ödüle layık bulundu.1889’da ilk kez Avrupa’ya gitti. 1891’de Jimnastik yahut Riyazet-i Bedeniyye adlı ilk kitabını yayınladı.1892’de Galatasaray Sultanisi’nden jimnastikçiler Faik Hoca liderliğinde Yıldız Sarayı’nda Sultan II. Abdülhamid Han’ın huzurunda jimnastik gösterisi yaptılar.1895 yılında Servet-i Fünun dergisi Galatasaraylı öğrencileriyle birlikte fotoğraflarını yayınladı. 1899’da, iki yıl çalıştırdığı Kara Ahmet, cihan pehlivanı oldu. 1903’te ikinci kez Avrupa’ya gitti. Bu ziyaretlerinde Berlin, Leipzig, Paris ve Viyana’daki spor okullarında incelemeler yaptı.1904’te Beyoğlu’nda özel bir jimnastik salonu açarak, 1906 Atina Ara Olimpiyatları’nda yarışan Jorj ve Nikola Elibardi kardeşler gibi mektep dışından da öğrenci yetiştirdi.

Galatasaray futbol takımının Imogene’e karşı, 25 Kasım 1906, Pazar günü oynadığı ilk resmi maçını izleyenler arasında, o vakitler 50’li yaşlarına yaklaşmış Ali Faik Bey de vardı. Mektepte yetiştirdiği öğrencilerin İngiliz takımı karşısında neler yapacağını merak ettiği için müsabakaya gelmişti.1913’te Faik Hoca Galatasaray Spor Kulübü’ne 41 numarayla üye oldu.

1922’de Türkiye İdman Cemiyetleri İttihadı kendisine “İdmancılar Şeyhi” unvanını verdi.1923’te emekliye ayrıldı. 44 yıllık öğretmenlik yaşamı, Milli Eğitim Bakanlığı “Maarif Nişanı”yla ödüllendirildi.1930 yılında gözlerini kaybetti. 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu’nda “Üstünidman” soyadını aldı. Böylece hem ismi (Faik-Üstün) hem de mesleği soyadında birleşmiş oldu. 2 Aralık 1942’de vefat etti.

Faik Hoca, bir jimnastik öğretmeninden çok daha fazlasıydı aslında. Sadece, zamanının deyimiyle “idmancı” yetiştirmedi Galatasaray’a ve ülkeye, aynı zamanda hayatlarında ilk kez jimnastik aleti gören yüzlerce çocuğa sporu ve jimnastiği o sevdirdi. Ekol olarak Alman usulü aletli jimnastiğin sadık savunucusu oldu. Osmanlı adına ilk kez olimpiyatlara giden onun talebeleriydi. Sadece spor alanında değil, Galatasaray’ın kolektif hafızasında da çok önemli bir yer kaplayan isimdi.



Faik Hoca ve öğrencileri bir çalışmada.

Faik Üstünidman, yüzlerce çocuğa sporu ve jimnastiği sevdirdi.

1934'te gözlerini kaybeden Faik Üstünidman, 8 yıl sonra da vefat etti.

Önceki Gönderi Sonraki Gönderi